Deist olmak isteyen birinin deizmi seçerken ki nedenleri, yaşadığı olaylar, psikolojik durumu, deizmdeki çözüm yolları arayışı, deizm kişinin psikolojisini nasıl değiştiriyor, deist olmak isteyenlere tavsiyeler, deizmde bulunmayan şeyler gibi içerikler bulabilirsiniz.
Deist olmak istediğim yıllar
Kendinizi lise yıllarında bazen boşlukta hissedersiniz. İşte ben de öyle bir boşluğun tam ortasındaydım. O günlerde bir furya olarak arkadaşlarımın arasında “ateist oldum, ben deistim ya da agnostik düşünüyorum” gibi farklı şeyleri ilk defa duymaya başlamıştık. Yüksekten atlayıp intihar eden insanlar yere çakılma anından dolayı çukurları bile severler. O yüzden her şeye denemeye değer nazarıyla bakıyordum.
Arkadaşlarım gibi ben de deist oldum..
Arkadaşlarla sürekli olarak bu konuları konuşuyorduk ve ben artık denemek için de olsa Müslüman olmaktan vazgeçip, deist olmak istiyordum. Deizm’i anlatan birçok kitap okudum, video izledim. Ve kendi dünyamda deizmi kabul ettim. Denemekle ne kaybederdim ki?
Deizme inanmaya başladıktan sonra kendimi iyice hafiflemiş hissediyordum. Birçok kayıttan kurtulmuştum. Bu kayıtlara asla gerek yoktu benim hayatımda..
Neden deist olmak istiyordum?
Evet ben artık deist biriydim. Neden deist olma yolunu seçmiştim?
- Dinin kısıtlamalarından ya da zorunluklarından kendimi kurtarmak için.
- Dinle alakamı kesip dindar görünümlü insanlardan kurtulmak için.
- İbadetlere Allah’ın ne ihtiyacı var ki bana zorla ibadetleri emretsin.
- Kaza ve kader de hiç anlamadığım konulardı.
- Şekilci Müslüman’lardan da bıkmıştım.
- Kendimi deizmle daha havalı hissedeceğime inanıyordum.
- Ben Allah’a ibadet etsem dünyada ne değişirdi ki.
bunun gibi nedenler yüzünden deizm fikri bana çok mantıklı gelmişti. Kısaca deist olmak O an için aldığım en mantıklı bir karardı.
Deizmde büyük şok yaşatan ilk olayım..
Aradan birkaç ay geçtikten sonra amcam kalp krizinden genç yaşta vefat edince üzerime kaynar sular dökülmüş oldu. O duyguyu burada tarif edemiyorum. Bu dünyada en sevdiğim insanlardan bir tanesi daha toprağa girmişti. Soğuk, karanlık acımasız bir toprağa.. Yengem ve çocukları ise ıssız ve sessiz bir mahallede amcacığım olmadan hayatlarını geçirmek zorundaydı artık..
Bütün bu olanlara deist bir mantık ile bakınca, deizmde ahiret olmadığı için amcamın aklımca toprak olup gitmesi normaldi. Ama toprak olup gitmesi kalb ve ruhuma çok acı veriyordu. Ailemizde ölüm sırasında kim vardı kim bilir. Ya annemi ya da çok sevdiğim babamı da aniden kaybedersem. Dayanabilir miydim? Deist olmam tüm bu sorunları çözebilecek miydi?
Ahiret hayatını gerçekten istediğimi farkettim ama deisttim..
Allah’a inanıp Ahiret’e inanmıyor olmam(deist olmak) beni “toprağın altına girdikten sonra ne olacak?” sorusunu aklımdan çıkarmama engel olamadı. Tamam ahiret olmasın ama, sevdiklerim de toprak olmasın diye düşünüyordum. Çözüm yolu yok muydu?
Deizmde çözüm yolu arıyordum..
Çevrenizde, televizyonda binlerce insanın öldüğüne şahit oluyorsunuz. Geride bıraktıkları insanları görüyorsunuz içiniz adeta parçalanıyor. Arkada kalan aileler ve acımasız toprak arasında olduğunuzu görüyorsunuz. Toprak altına girip çürüyecek bir kişi olarak tabiri caizse kendimi sarhoşluğa veriyordum. Bilgisayar oyunlarıyla aklımda biriken soruları unutmaya çalışıyordum.
Deist vaziyetimde psikolojim nasıldı?
Halim şuna benziyordu. Büyük bir yara almış ve ciddi olarak kan kaybeden biraz sonra kan kaybından ölecek olan ama yarayı görmezden gelen kişi gibi kendimi hissediyordum. Aklımı bir şekilde meşgul ediyordum ama kalbim, ruhum, vicdanım, hayalim adeta durmadan kanıyordu.
Kadere kazaya inanmayarak (çünkü deist olmuştum) acaba hata mı etmiştim? Ya bir musibet bana isabet ederde sakat kalırsam, ya da erken yaşta ölürsem diye düşünüyordum. Çünkü yaşadığım hayatta ihtimaller arasında bunlar da vardı.
Deizmi hür olmak için seçmiştim..
Daha sonra aklıma şu geldi: Beni deist olmaya yiten sebepler arasında serbest, hür yaşama arzusu vardı. Ama hani ben serbesttim hani kendi kafama göre hareket edebilecektim. İstediğim şeye, istediğim tarzda kayıt olmadan ulaşabilecektim. Ahiret inancı olmayınca (çünkü ben artık deist olmuştum) içimdeki hayvani hisler daha da arttı. Ama vicdanım da hiç rahat değildi. Madde kullanmak ihtiyacı hissettim ama kullanmadım.
İnsan deist olayım kafama göre yaşayım diye istiyor. Şunu anladım ki insan isteyince kafasına göre yaşayamıyormuş. Deizmle bunu da anladım. Kafasında binlerce soru olan bir insanın huzur bulması bence mümkün görünmüyordu. Gerisi rezil bir hayat..
Deizm beni dua etmekten de mahrum bırakmıştı..
İnkar etmek yalanlamak insanın hoşuna gidiyordu. Ama sıkıntıları çözmüyordu. Nefret ettiğim dindar ailelerin çocuklarına bile imrenmeye başlamıştım. Hayatları oldukça yerinde, tertemiz arkadaşlardı. Benim yerimde olmalarını hiç istemezdim gerçekten. Onlar bu duruma düşmesin diye dua etmek bile istiyorum ama dua etmeyi de deizmdeki fikirler engelliyordu. Deist olmayı seçtiğim için yaratıcı yarattıkları ile bağ kurmamıştır. O halde deizme göre Tanrı beni işitemez ya da ben ona ulaşamam. Dua etmek gibi şeyleri de kaybeden bir insanın bu hayatta ateist olsun deist olsun ne kazancı olabilir ki..
Uçurumun eşiğindeydim. Diğer deist arkadaşlarım benden farklıydı. Onlar yerine göre Müslüman yerine göre ateist yerine göre deist oluyorlardı. O yüzden onları deve kuşu hayvanına benzetiyordum.
İnançlar yerine göre olacaksa deist olmanın ne manası vardı ki? Ama ben madem deist oldum her şeye rağmen deizmi sürdürmekte kararlıydım. Deizmde sadece birazcık huzur arıyordum. Onu henüz bulamamıştım.
Sınıfta ki arkadaşlar bendeki değişimi ve çöküşü fark ediyorlardı. Zaten içine kapanık biriydim. Bir gün bir arkadaşım anlatmam için çok ısrar etti. Ben de yaşadığım duygu durumunu ve içimdeki her şeyi, deistliği okuldan sonra bir parkta ona anlattım. Çok üzüldüğünü söyledi. Benim durumum için mutlaka bir çözüm yolu vardır, merak etme dedi. Daha sonra ayrılıp evine gitti.
Bu görüşme ile içim biraz olsun rahatlamıştı. Parkta yalnız başımaydım. Deizmde çözüm yollarını biraz daha düşündükten sonra inkar etmekten başka ne çözümü olacaktı ki deyip çantamı alıp eve döndüm.
Deizmde Mutluluk Formülleri
Evde internetten araştırmalar yapıyordum. Arama motoruna “Deist olan biri için mutluluk formülleri”, “Deistler hayattan nasıl lezzet alabilir?”, “Deist oldum ama mutsuzum”, “Deizmle mutlu olanlar” gibi bir çok arama yaptım. Forum sitelerinde hiçbir dine tabi olmadığı yazdıklarından anlaşılan kişiler benimle dalga geçiyordu. Ben zaten dindar insanların kullandığı siteleri engellemiştim. Benimle dalga geçenler belki de benden farksız dinsiz kişilerdi. Dini olmayan birisi cennet cehennem olmayınca kendi hazları için dalga geçmesi normaldi onlar için. Din gerçekten insanları frenliyormuş bunu da öğrenmiş oldum.
Arkadaşım ertesi gün ilk teneffüste yanıma geldi. Durumumu sordu. Ben dedim ki aynı işte ne olsun. O da aynı gece benim için araştırma yapmış. “Madem Allah var elbette ahiret vardır” diye bloglarda bir cümle bulmuş. Sonra ahiret hayatının gerekçelerini anlattı. Dünyada bir düzen varsa elbette yaratıcı vardır.
Yaratıcı nizamla iş görüyorsa elbette mahlukatta nizam olması lazım. Peki bu nizamlı olan evreni görüyor musun? “Evet” dedim. Hangi mahluk nizamsız deyince biraz düşündüm. “Ben” dedim. “Niye” dedi. “Gecem belli değil, gündüzüm belli değil, huzur yok, bir sürü problemler, kötülükler, dünyadaki adaletsizlikler” dedim. Arkadaşım dedi ki: “O zaman bu yaratıcı bütün kainatı nizam altına almışsa insanı niye başıboş bıraksın ki elbette bir din ile onun hayırlı neticelerini ortaya çıkarıp şerlerden korumak isteyecektir. Cennet ve cehennem ile zalim ve mazlumları da ayıracaktır. İşte nizam ile ahiretin olmasıyla zalimler cezalandırıldı. Mazlumlar cennetle mükafatlandırıldı. Bana anlattığın amcanın ve sevdiklerinin toprak olmak ihtimali ortadan kalkmış oldu.”
O kadar kısa bir teneffüste bu kadar ahiret alemine mantıken yakınlaşmak benim için büyük saadetti. Deizmden vazgeçecek miydim? Kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu. En azından bu mantıkla sadece Allah’ı ve ahireti bilmek deizme göre bin derece mantıklıydı. Deizm felaketinin tadına bakmıştım. O zehirden sonra bu anlattıkları bana bal gibi gelmişti. Derse geçtikten sonra ben kalemle küçük notlar alıyordum. Beni dinden soğutan, deist olmak istiyor olmama neden olan şeylerden bir tanesi de Müslümanım deyip müşrik gibi yaşayan insanların halleri idi. Onu da kendi aklımla şöyle çözdüm. İslamiyet eğer hak dinse ben de buna inanıyorsam başkalarının inkar etmesi beni ilgilendirmez. Ben kendi inancımı yaşayıp mutlu olabilirim. Daha sonra şu satırları not almıştım.
Deizmden vazgeçerek Allah’a ve Ahiret’e inanarak beni mutlu edebilecek bazı şeyler.
- Her zaman ne durumda olursam olayım yüce yaratıcıdan yardım için dua edebilirim. İnsanlardan da dua isteyebilirim.
- Toprak altına gömülen çekirdek ağaç oluyorsa ölen insanlar da toprak olmuyordur. Amcam ve sevdiğim diğer insanlarla cennette görüşebilirim.
- Gelelim zulüm eden insan görünümlü vahşi hayvanlara. Onlar da Cehenneme atılmasıyla adalet yerini bulacaktır.
- İstediğim kadar iyilik yapabilirim. Kimse engel olamaz.
- İnandığım yaratıcıyı sevmek için araştırma yapabilirim.
- Deizm belasından kurtulmuş olurum. Din’deki kısıtlamalar haram helaller deist olunca insana çok sevimli geliyormuş gerçekten.
Benim deist olmaya karar vermem, deist olmam, ve deistlikten vazgeçmemin nedenlerini kısaca anlattım. Ateizm’in veya deizmin popüler olması insanı mutlu etmeye sorularını yanıtlamaya yetmediğini farkettim. Zengin olan insanlar da “Neden mutlu değilim” diye araştırıyorlar. Psikiyatri ilaçları kullanıyorlar. Bazen mutluluk kısıtlı hayatlarda daha iyi yaşanabilir. Din’deki kısıtlamaları da böyle görüyorum.
Şimdi tek Müslüman ben kalsam da elimden geleni yapıp Cennet’i kazanmaya çalışacağım. Yaşanan onca şey bana anlatıyor ki asıl hayat ahiret hayatıdır. Bazen bir musibet bin nasihatten iyidir. Deizm musibeti beni daha sonra sorgulayan, ispatlamaya çalışan bir Müslüman haline getirdi. Çok şükür havalı görünen deizm illetinden kurtuldum yeniden imanı kazandım.
Deist, Ateist Olmak İsteyenlere Tavsiyem
Deist, ateist, agnostik olmak isteyen arkadaşlara tavsiyem hevesle hareket etmesinler. İçi boş ateizm, deizm gibi felsefe akımlarından uzak dursunlar. Bir olan Allah’a Müslümanlığın gerektirdiği gibi inansınlar.. Sorun Müslüman dininde değil, sorun dini yaşamayan insanlarda..
İçeriklerimizi geliştirebilmemiz için yorumlarınıza ihtiyacımız var lütfen yorum yapmayı unutmayın. Yazının üzerindeki yıldız puanlama ile puan verebilirsiniz.
Aşağıdaki paylaşım butonlarını kullanarak sosyal medya hesaplarınızda bu içeriği paylaşabilirsiniz.
Bizimle iletişim kurmak için iletisim.fikirhayat@gmail.com
Kafanıza takılan sorularınız için fikirhayatasorun@gmail.com adreslerini kullanabilirsiniz.
bir gram objektiflik yok. şu tavsiyeye bak. nasıl bu kadar doğru dine mensup olduğuna emin olabiliyorsun sen ya? anca peygamber olsan bu kadar kendinden emin olurdun helal olsun ne diyeyim..